2014 Nobel Barış Ödülü Adayı Cemil Aydoğan:Kürt Halkı ve Ortadoğu Halklarına Önemli Bir Görev Düşmektedir

Mezopotamya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve 2014 Nobel Barış Ödülü Adayı Cemil Aydoğan Ortadoğu süreci ile ilgili toplumsal görüşlerini aktardı.

GÜNCEL 2.08.2014 12:00:36 1608 0
2014 Nobel Barış Ödülü Adayı Cemil Aydoğan:Kürt Halkı ve Ortadoğu Halklarına Önemli Bir Görev Düşmektedir
Aydoğan yaptığı basın açıklamasında ‘’Irak Kürdistanı’nın bağımsızlığa doğru gittiği, Suriye Kürdistanı, Rojava’da  demokratik özerk bir sistemin kökleşmeye doğru önemli adımların atıldığı bir ortam yaşanmaktadır. Bu ulusal direnişler Emperyalist ülkeler ve  yüz yıldır Kürdistan’ı sömürge statüsünde tutan ülkeleri tedirgin etmiştir. Bu güçler Kürdistan’da gelişen ulusal ve toplumsal direnişleri boğmak amacı ile din adına, din ile alakası olmayan İslamiyet ve insanlık düşmanı olan IŞİD ismi ile karanlık ve vahşi katilleri örgütleyerek piyasaya sürmüşlerdir. Bu saldırılar karşısında ülkemizde ve uluslararası sessizlik bizleri tedirgin etmektedir. Bu karanlık projeler karşısında Kürt halkı ve Ortadoğu halklarına önemli bir görev düşmektedir. Bu görev iç ve dış güçlerin vurucu ve zehirli dişlerini sökmek amacı ile zorunlu bir görev haline getirmiştir. Bu görev Kürdistan halkına da tarihi bir sorumluluk getirmektedir. Kürt halkı içinde demokrat ve yurtseverlik iddiasında olan insanlara vazgeçilmez üç önemli görev düşmektedir.

Ortadoğunun siyasi sigortası olan ve ortadoğuya barış meşalesi ile karanlığı yırtmaya aday olan Kürdistan’ı kurtarmak amacı ile şu görevler düşmektedir:
1. Rojava’da Kürt halkına maddi , manevi ve bedeni olarak destek vermek ve her nevi onursal fedakarlığı yapmak.
2. Ulaslararası her nevi diplomatik çalışmalar yapılarak Irak siyasi bataklığından kurtarmak amacı ile bağımsız bir Kürdistan’ın hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
3. Tüm Kürdistan halklarına hitap eden özgür iradeye dayalı ulusal ve toplumsal değerlerin esas alındığı bir ulusal kongre hayata geçirilmelidir.
4. Gazze ve Filistin üzerindeki şiddet ortamının ortadan kaldırılması ve barış ortamının egemen olması için yoğun bir çaba sarf edilmelidir.

Tüm demokrat, liberal, muhafazakar, sosyalist, kanaat önderleri, sivil toplum kurumları, yerel ve yaygın medya, barış ve demokrasiden yana olan tüm siyasi partileri duyarlı olmaya davet ediyoruz’’ ifadelerinde bulundu.