ABD’nin sözde “Çin’in çip tehdidi”ni kışkırtma çabaları her geçen gün yoğunlaşıyor. ABD Başkanı Joe Biden 22 Aralık 2023 günü “2024 Mali Yılı İçin Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası”nı imzaladı.
ABD’nin sözde “Çin’in çip tehdidi”ni kışkırtma çabaları her geçen gün yoğunlaşıyor. ABD Başkanı Joe Biden 22 Aralık 2023 günü “2024 Mali Yılı İçin Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası”nı imzaladı. Bu yasanın 5949 sayılı hükmüne göre, ABD’nin savunma tedarikçilerinin önümüzdeki 5 yıl içinde aşamalı olarak Çin yarıiletken şirketlerine sipariş vermeleri durdurulacak. İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan haberlere göre, ABD Temsilciler Meclisi’ne bağlı “ABD-Çin Stratejik Rekabet Komitesi”, ABD’li çip devlerinin Çin’deki çıkarlarını incelemeyi yoğunlaştırdı. Analistler, ABD yönetiminin söz konusu eylemlerinin tipik “bilimsel ve teknik zorbalık” olduğunu savunuyor. Analistler, ABD’nin “ulusal güvenlik” kisvesi altında, diğer ülkelere teknoloji ablukası uygulayarak piyasa kurallarını çiğnerken, küresel ticari düzeni ciddi şekilde bozdu, küresel teknoloji işbirliğini engellediğini savundu.
Çip, bir ülkenin gelişmesini ve güvenliğini yakından ilgilendiren çekirdek teknoloji niteliğine sahip. Geçen onlarca yıl içinde küresel yarıiletken teknolojisinin gelişmesi, küresel ekonomiyi temel olarak yeniden şekillendirdi. Bu nedenle eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde, ABD yönetimi, Çin’in çip sektörüne baskı uygulamaya ve bu sektörü kuşatmaya başladı. ABD Başkanı Joe Biden ise ülkesinin çip hegemonyasını korumak ve Çin’deki çip sektörünün hızla gelişmesini engellemek için Çip ve Bilim Yasası’nı çıkardı.
ABD, zorbacı ve bencil bir tavırla açtığı “çip savaşı”nda zafer kazanabilecek mi? Uluslararası toplumun ana akım sesleri, ABD’nin zafer kazanabilme ihtimalinin düşük olduğu görüşünde.
Birincisi ABD, günümüzde “çip savaşı”nda zafer kazanabilmesi için ihtiyaç duyduğu ekonomik zemine sahip değil. Çip ve Bilim Yasası için 280 milyar ABD Doları tutarında yüklü harcama yapması gerekiyor. Ancak şu an ABD’nin “kaplan yılında, tavşan yılındaki parasını bile harcar” durumu gittikçe şiddetleniyor. ABD Maliye Bakanlığı’nın 2 Ocak’ta yayımladığı verilere göre, ABD Federal Hükümetinin borç büyüklüğü, 34 trilyon doları aşarak tarihi rekor kırdı. Bununla birlikte bu ülkenin parasal genişleme politikası da kendi toplumunda ciddi enflasyon sorununa yol açtı. ABD’de ekonomik büyümenin zayıf olduğu bir dönemde, Çip ve Bilim Yasası’nın yol açtığı yüklü harcama, ABD yönetimi ve ABD halkına ağır yük getirecek, özellikle ülkesinde kötüleşen iç sorunları daha da şiddetleştirebilecek.
İkincisi, ABD’nin açtığı “çip savaşı”na ABD’li çip üreticileri olumlu bakmıyor. 2022 yılında Çin’in çip ve ilgili ekipman ithalatı, 415 milyar 600 milyon dolara ulaştı. Çin dünyanın en büyük çip piyasası. ABD’nin ilgili şirketleri, Çin piyasasından çekilmenin bedeline katlanamaz. Boston Danışmanlık Şirketi, ABD’nin Çin ile teknik ayrışma yapmada ısrarcı olması halinde, ABD’li çip üreticilerinin dünya piyasasının yüzde 18’lik payıyla yüzde 37’lik gelirini kaybedeceğini tahmin ediyor. Özellikle ABD’li çip üreticilerinin 40 binden fazla yüksek vasıflı iş fırsatı azalacak. ABD’nin çip devlerinden Nvidia Şirketi’nin CEO’su Jensen Huang basına verdiği demeçte, ABD’nin Çin’e çip ihracatına uyguladığı kısıtlamaların ABD bilim ve teknoloji sektörüne dev zarar vereceğini kaydetti. 6. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda İntel, AMD, Micron, Qualcomm ve Texas İnstruments gibi ABD’li şirketler, kendi şirketlerinin en yeni ürünlerini tanıttı. Bu, bu şirketlerin Çin piyasasına olan yoğun beklentilerini ve güvenini yansıttı.
Üçüncüsü, Çin’deki kapsamlı devlet gücünün artmasıyla birlikte, Çin’in ABD’nin bilimsel ve teknik baskılarına direnen dayanıklılığı da arttı, “çip savaşı” Çin’in bilimsel inovasyon ilerlemelerini engelleyemez bir durumda. 2022 yılında Çin’in ulusal ar-ge harcaması, 3 trilyon yuanı aştı ve bu konuda dünyada ikinci sırada yer aldı. Çin’in ar-ge için gerçekleştirdiği harcamaların gayri safi yurtiçi hasılasındaki tuttuğu pay, yüzde 2.54’e ulaştı. Bu miktar, AB’nin ortalama seviyesini aştı. Çin’deki ar-ge alanında çalışanların sayısı, 6 milyonu aştı. Bu sayı dünyada birinci sırada yer alıyor. ABD’nin kısıtlaması, kısa vadede belki Çin’e bazı zorluklar getirebilir, ancak uzun vade içinde Çin’in kendi gücüne dayanarak inovasyonu güçlendirme hevesini güçlendirebiliyor.
Ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında rekabet normal, ancak bu rekabet adil ve rasyonel bir ortam gerçekleştirilmeli. Biden yönetimi, temkinli bir tavır sergileyerek, “Çin’den ayrışma veya Çin ile bağlantıyı kesme” şeklinde yanlış uygulamalarından vazgeçmeli, dışa açık ve iş birliğinin doğru rayına yeniden dönmeli.
Hibya Haber Ajansı