Akıl Hastanelerinde Terapi Yok, İşkence Var

RUSİHAK, iki yıl boyunca Türkiye`deki ruh sağlığı hastanelerini ziyaret etti; yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Bu mekanların düzelmesi için tek çözüm, hastaları birey olarak görmeyen zihniyetin değişimi.

SAĞLIK 28.06.2014 13:53:58 2471 0
Akıl Hastanelerinde Terapi Yok, İşkence Var
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK), Türkiye’deki ruh sağlığı hastanelerinde yaşanan hak ihlallerini anlattı. Hastanelerdeki hiyerarşik yapılanmanın altını çizen RUSİHAK, “Bu hiyerarşide en şanssızlar, bu hastanelerden hizmet alanlar” dedi, “Özgürlükler mahrum bırakıldıklarını biliyoruz. Ama bunun da ötesinde insanlık onurunu zedeleyici koşullarda tutuluyorlar. Hastanelerin bazı servislerinde tüm insan hakları ihlalleri aynı anda mevcut”. Hastane yönetimlerinin verdiği bilgilere göre, hastalar yüzde 60’ın üzerinde bir oranla istemsiz bir şekilde hastaneye yatırılıyor. RUSİHAK “Bu da insanların zorla kapatılmasının ne buca escort kolay ve yaygın bir uygulama olduğunu gösterdi. Hiçbir güvenlik kaygısı insan onurundan önemli olamaz” diyor.

Hastane koşulları ve ihlaller

Zihin ve ruh sağlığı alanında hak temelli çalışmalar yürüten RUSİHAK, Eylül 2011’den bu yana İstanbul, Ankara, Manisa, Adana, Elazığ ve Samsun’da bulunan Sağlık Bakanlığı’na bağlı ruh sağlığı hastanelerinde bağımsız sivil izleme çalışmaları yürütüyor. Bu çalışmalar sonucu hazırlanan avukat Nalan Erkem ve psikolog Aysun Yavuz Dağıstanlı’nın tanıttığı “Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları 2013 Türkiye Raporu”na göre; Ruh sağlığı kurumları “depo hastaneler” olarak işliyor, yani hastanede kalması gerekmeyen, toplum içinde yaşayabilecek kronik hastalar hastanede tutuluyor. Hastaneler arasında büyük bir standart farkı var. Hasta başına düşen doktor, hemşire, psikolog, sosyal çalışmacı ve yatak sayısı değişse de, hastanelerdeki yaşam koşulları ve tedavi standartları aynı.

Sadece ilaca dayalı tedavi var

Kurumlarda hekimden başlayarak meslek gruplarından aşağı inen, en altta hizmet alanın yer aldığı hiyerarşik bir yapılaşma söz konusu. Hizmet alanın en altta olması zaten bir sorun ama profesyoneller arasındaki hiyerarşi, tedavinin en üstteki hekim tarafından belirlenmesi ve diğer profesyonellerin ciddiye alınmaması sonucunu doğuruyor. Hastanelerde sadece ilaca dayalı tedavi uygulanıyor. Rehabilitasyon, terapi ve kişileri güçlendirmeye yönelik destek mekanizmaları yok. Hastalara, uygulanacak tedavi konusunda, ilaç dışındaki tedavi seçenekleri ve tedaviyi reddetme hakkı konusunda bilgilendirme yapılmıyor. Çalışanlar "psikiyatri hastasına tedaviyi reddetme hakkı söylenmez, haklardan bahsetmez tedaviyi aksatır" tavrıyla yaklaşıyor.

Sığınmaevindeki kadınlar ve yurttan çıkan çocuklar hastanede

Devlet kurumlarından ruh sağlığı merkezlerine gönderilen hastaların çoğunu rehabilitasyon merkezleri ya da sığınmaevlerinden gelen, taciz ve tecavüz mağduru kadınlar oluşturuyor. Bu hastalara da terapi olmaksızın sadece ilaç tedavisi uygulanıyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin Çocuk ve Ergen servisinde yatanların yüzde 50’sini İstanbul’da iki devlet yetiştirme yurdundan gelen gençler oluşturuyor. Hemşirelerin yüzde 99’u psikiyatri hemşiresi değil, bu alsancak escortle de verilen hizmetin kalitesinin çok düşük olduğu kendileri de ifade ediyor.

Kızdıkları herkesi yatağa bağlıyorlar

Binaların fiziksel koşulları çok kötü. Kapıları olmayan yarı açık servisler var. Banyoların kapıları yok. Hastalar soyulup çıplak bekletiliyor, 4-5 kişilik kabinlerde topluca yıkanıyorlar. Hastalara eşit bireyler gibi değil, insanca ihtiyaçlarını gidermeye hakkı yokmuş gibi davranılıyor. Tedaviden çarşaf değiştirmeye, her şeyde özensizlik var. Tecrit büyük bir sorun. Çalışanların kızdıkları herkesi yatağa bağlama hakları var ve denetlenmiyorlar. Yarım saati aşan bağlamalar yasakken, 20 saat bağlanan hastalar söz konusu. Hastalar uygulanan tedaviler konusunda bilgilendirilmediği gibi, temel hakları konusunda da bildirilmiyor. Şikayetlerini dile getirebilecekleri bir merci yok. Şikayet dilekçeleri hasta dosyasına konulup doktora veriyor (şikayetçi olunan kişi doktor bile olsa).

Sorun işyükü değil zihniyet

2006’da kurulan RUSİHAK, ruh sağlığı alanında hak temelli çalışmalar yürütüyor. Kurucularından Şehnaz Layıkel, ruh sağlığı kurumlarında pek çok ihlal yaşandığını ve insan hakları açısından ciddi sorunların olduğunu anlatıyor. Sağlık Bakanlığı’ndan alınan izinle yapılan çalışmanın alsancak escorti de bu ihlalleri tespit edip, çözüm üretmek. Rapor hastanelerden hizmet alanların  dağılımı, yatak sayıları, sağlık çalışanı başına düşen yatak sayıları, uygulanan tedavi yöntemleri, çalışanların sorun ve talepleri, psikiyatri bölümüne başvuru alsancak escortleri gibi birçok bilgiyi de içeriyor. Bağımsız izleme grubunda olan avukat Erkem, hastane personelinin en çok dile getirdiği sıkıntının iş yükü olduğunu anlatırken, “Hastalara karşı davranış kalıplarının bu buca escort benzemesi asıl sorunun işyükü değil zihniyet sorunu olduğunu gösteriyor” diyor.

Kökten bir dönüşüm gerek

Erkem, hastalarla ilgili adli durumların hasta dosyalarına kaydedilmediğine şahit olduklarını da anlatıyor. “Dosyaya kaydedilirse adli makamlara bildirmek gerektiğini dolayısıyla bunu yapamayacaklarını söylediler. Devletin destekleyici mekanizma sunması yerine, örtbas etmesinin yaygın bir uygulama olduğunu görmek üzücü.” Dağıstanlı da ruh sağlığı merkezlerinin kapalı kurumlar olduğunu söylerken, “Bu kurumlar devletin alanı ve hizmeti kendisi tanımlıyor. Ama kurumlar kapalı olunca her türlü ihlale açık hale geliyor” diyor. RUSİHAK, raporun Sonuç ve Öneriler bölümünde her konuda çözüm önerileri getiriyor. Ama en genel ifadeyle, çözüm “Uluslararası ilke ve normları göz önünde bulundurarak kökten bir dönüşüme gidilmesi, kişilerin ihtiyaçlarını merkeze alan, iradelerine ve kişilik onurlarına saygı gösteren, toplum içerisinde yaşam için gerekli destekleri sağlayan yeni bir sisteme geçilmesi”.