Tarih: 23.11.2013 13:00
Armağan edilen günü kutlayamayan 350 bin öğretmen adayı
Eğitim sistemi üzerinde giyotin gibi duran YÖK hükmü altında Türkiye'de eğitim sistemi hala eşit, bilimsel, parasız, 350 bin gibi bir rakama ulaştığı ifade edilen atanamayan öğretmenler sorunu, karşılaşılan kimi intihar vakalarıyla 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün önüne geçiyor. Bu günde Atanamayan Öğretmenler'in sorunlarına değinen AYÖP aktivisti Engin Yılmaz, kendilerine verdikleri bu adı sınavlardan aldıklerı sonuçlar yüzünden atanamadıkları için değil, devlet ve hükümetin planlı programlı bir şekilde almış olduğu kararlardan dolayı verdiklerini ifade etti.
Dünya genelinde 5 Ekim'de kutlanan Öğretmen Günü, Türkiye'de ise 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından dönemin hükümeti tarafından 1981 yılında 24 Kasım olarak ilan edildi. Yaşanan darbenin ardından eğitim alanında kurulan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile eğitim sistemi üzerinde baskıcı, otoriter, faşizan bir yapı oluşturulurken binlerce öğretmenin örgütü olan TÖB-DER'in kapısına kilit vuruldu, 3 bin 854 öğretmen ile üniversitelerde görevli 120 akademisyen işten çıkarıldı. Aradan geçen yıllara rağmen hakim zihniyet ve devam uygulamaları ile eğitim sisteminin temel unsurları olan eğitimciler ve öğrenciler, kaotik bir sistem içerisinde yer alırken binlerce öğretmen de atamaları yapılmadığı için mesleklerini yapmaktan uzak. 350 bin gibi bir rakama ulaştığı ifade edilen atanamayan öğretmenler sorunu, karşılaşılan kimi intihar vakalarıyla darbe imalatı bir günün önüne geçiyor.
24 Kasım Öğretmenler günü alsancak escortiyle atanamayan öğretmenlerin sorunlarını dile getiren, Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu'ndan (AYÖP) Engin Yılmaz, Öğretmenler gününü emekçi sendikaların 5 Ekim'de kutladığını belirterek, "12 Eylül 1980 darbesinin etkisiyle 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak ilan ediliyor. Bu sadece Türkiye'ye özgün bir şey" diye konuştu.
'126 bin öğretmen açığını 80 binle kapatmaya çalışıyorlar'
AYÖP'ü, Ankara'da yaptıkları açlık grevi ile başlayarak il il yayılarak mücadelenin büyümesinin ardından kurduklarını ifade eden Yılmaz, KPSS'ye karşı bir mücadele içinde olduklarını, çünkü bir güvenliliği bulunmayan bu sınavının kaldırılarak öğretmenlerin koşulsuz bir şekilde atamaların yapılması gerektiğini vurguladı. Kendilerine "Ataması Yapılmayan Öğretmenler" adını sınavlardan aldığımız sonuçlar yüzünden atanamadıkları için değil, devlet ve hükümetin planlı programlı bir şekilde almış olduğu kararlardan dolayı verdiklerini ifade eden Yılmaz, atanamamalarının yapılmamasının önündeki en büyük engelin ücretli öğretmenliğin olduğunu söyledi. Ücretli öğretmenlik yapanların yarısından fazlasının öğretmen olmadığını iktisat, ziraat 2 yıllık bölümlerden mezunların okullarda öğretmen olarak çalıştığını aktaran Yılmaz, "Bakanlığın açıklamasına göre yaklaşık 126 bin öğretmen açığı var. Bu açığı 85 bin ücretli öğretmenle dolduruyorlar. Bu yüzden bazı okullarda dersler boş geçiyor" dedi.
'Öğretmen atamalarının yapılması için plan yapılmalı'
Öğretmenler atanamadıkları için başka işlerde çalışmasından çok kendi mesleklerini yapabilecekleri durumun oluşturması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, bunun içinde ücretli öğretmenliğin kaldırılması gerektiğini vurguladı. Ücretli öğretmenliğin kaldırılmasının ardından 85 binlik bir açığın çıkacağını söyleyen Yılmaz, Avrupa ülkelerine ve standartlarına bakıldığında sınıfların 16-24 kişi olduğunu Türkiye'de ise 30 kişiden fazla olduğunu ifade etti. Sınıfların Avrupa standartlarına göre oluşturulduğu koşullarda öğretmen ihtiyacının 200- 250 binin üstüne çıkacağını belirten Yılmaz, böylece ataması yapılan öğretmenlerin hepsinin atanabileceğini ifade etti. Devletin ve hükümetin ataması yapılmayan öğretmenler için bir planlama yapması gerektiğini ve bu doğrultuda tüm öğretmenlerin atamasının yapılması ve kadro olarak çalışması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, bunun yapılmasının mümkün olduğunu bunun için bir rapor hazırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı'na sunduklarını söyledi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —