Ceylan Önkol?un hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak devlete açılan tazminat davasında mahkeme Önkol Ailesi?ne 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Aile devletin sorumluluğunu vurgulayarak kararı temyiz etti.
Ceylan Önkol'un ölümüne ilişkin ailesinin devlet aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında mahkeme, Önkol Ailesi’ne 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Mahkeme manevi tazminat yönünde karar vermedi. Ailenin avukatı Rahşan Bataray Saman kararın bozulması amacıyla Danıştay'a itirazda bulundu. Bataray kararın gerekçesinin bu olayda devletin herhangi bir kusuru ya da ihmalinin olmadığına dayandığını, bu alsancak escortle itiraz ettiklerini anlattı. “Bizim burada itiraz ettiğimiz husus devletin çok büyük bir ihmal ve hizmet kusuru oluşu. “Mahkeme kararı soruşturma dosyasına dayandırıyor. Savcılık Ceylan’ın bir patlayıcıyla oynarken yaşamını kaybettiğini, aile ise karakoldan atılan bir atıf sonucu yaşamını yitirdiğini iddia ediyordu. “Patlayıcı iddiası doğru olsa bile sonuçta Ceylan köyünde, evinin önünde hayatını kaybetti. Askeriye ya da örgüt, kim bırakmış olursa olsun, orada bir patlayıcı varsa bile, bu durum devletin sorumluluğunda. Devlet güvenlik açısından sorumluluğunu yerine getirmemiş. ” Bataray Saman devletin kusur ya da ihmali kabul edilmeyince 5233 sayılı yasa kapsamında karar verildiğini de söyledi. “Bu yasada da manevi tazminat yok. Maddi tazminat da yaşamını yitiren kişinin yaşı, ekonomik durumu, vs, göz önüne alınmadan veriliyor. 15 yaşındaki bir çocukla 90 yaşındaki biri için verilen tazminat aynı.” Önkol Ailesi 100 bin maddi, 150 bin manevi tazminat talebiyle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı.
Ne olmuştu?
Ceylan Önkol 28 Eylül 2009'da, Diyarbakır, Lice'nin Şenlik (Sıpéni) köyüne bağlı Hambaz (Xambaz) mezrasında koyun otlatırken meydana gelen patlamada hayatını kaybetmişti. Cenazesi altı saat boyunca olay yerinde bırakıldı, savcı "can güvenliği" gerekçesiyle olay yerine üç gün sonra gitti. Ceylan Önkol’un hayatını kaybettiği yer Bingöl-Diyarbakır sınırının Bingöl tarafındaki Tabantepe askeri birliğinin, Abalı ve Yayla jandarma karakollarının üçgeninde yer alıyordu. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nden avukat Serdar Çelebi 2009’da, Ceylan Önkol'un ölümünde hedef gözetilerek ateş edilmesi ihtimali olduğunu açıklamıştı. “Önkol'un cesedinde ayaklar, bacaklar sağlamdı. Yerde de bir çukur yoktu. Bu mayın ihtimalini ortadan kaldırıyor. Önkol'un ölümüyle ilgili raporlar Jandarma Komutanlığı ve Emniyet tarafından hazırlandı, patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu iddia edildi. Önkol Ailesi ise bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığını kanıtladığını ifade etti. 2010'da Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Mayıs 2012'de hala dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması alsancak escortiyle tekrar AİHM'e başvuruldu. Rahşan Bataray Saman'ın verdiği bilgiye göre, AİHM'de son savunmalar verildi, karar bekleniyor. 30 Nisan 2014’te Ceylan Önkol’un ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirdi ve dosya için “Daimi arama kararı” verdi. Böylece dava zamanaşımına bırakıldı.