Ceylanpınar?da çocuk mağdurlar ?Anneler günün kutlu olsun mama?

4. yılına giren Suriye savaşının çocuk mağdurları, Anneler Günü`nü kaybettikleri arkadaşlarının anıları eşliğinde kutluyor. Babası ölüm listesinde, amcası öldürülmüş, 2 odalı bir evde 22 kişi ile yaşayan 11 yaşındaki Suriyeli Taha gibi.

YAŞAM 12.05.2014 08:53:42 2491 0
Ceylanpınar?da çocuk mağdurlar ?Anneler günün kutlu olsun mama?
11 yaşında. Suriye’nin Rakka kentinden gelmiş. Ayakkabı boyacılığı yapıyor. Her gün ailesine katkıda bulunmak için koşuşturuyor, bu gün ise sokağa çıkıp bu işi yapmasının çok daha özel bir alsancak escorti var. Al Jazeera Türk’ten AbdurrahimAydın,Taha’nın bu özel gününe tanıklık etti.

Taha Hammada, Suriye’nin Rakka kentinden geleli 1 yıl olmuş. 10 kişilik bir ailenin 5. çocuğu. Rakka’da 4. sınıftayken okullarına bir roket isabet ediyor. Taha’nın 2 arkadaşı göçük altında kalarak hayatını kaybetmiş. O günden sonra ailesi, Taha’yı ve diğer kardeşlerini bir daha okula göndermemiş. Bombardımanlar günlerce sürmüş. 5 gün evden çıkamamışlar, ta ki evlerine isabet eden rokete buca escort. Taha ve ailesi bu saldırıdan yara almadan kurtulmuşlar. Ancak hayatlarının tehlikede olduğunu anlayınca Rakka’dan Haseke’ye geçmişler. Burada bir akrabalarının evinde kalmışlar bir süre. Savaşın kanlı yüzü yine peşlerini bırakmamış ve 4 gün süren tehlikeli yolculuklarının ardından nihayet Ceylanpınar’a gelebilmişler.

 “Şükran”

Taha Suriyeli binlerce çocuktan sadece biri. Ceylanpınar çarşısında, sırtındaki plastik poşetine doluşturduğu ayakkabı boyama malzemeleri ve elindeki terliklerle koşuşturan küçük bir çocuk. Biraz sonra yanımıza yaklaşıp elindeki terlikleri ayaklarımıza uzatarak, aksanlı bir Türkçeyle, ‘’abe boya’’ diyor. Boyamak için aldığı ayakkabıyı az ötede yere oturarak başlıyor boyamaya, büyük bir titizlikle boyadıktan sonra ayakkabıyı getiriyor, parasını aldıktan sonrada ‘şükran’ (teşekkürler) demeyi ihmal etmiyor. Bir yetişkin olgunluğuna sahip olan bu küçük çocuğa, bir çay ikramı teklifinde bulunuyoruz. Geri çevirmeden karşımızdaki boş iskemleye oturuyor, boya içinde kalan küçük parmaklarından utanıyor, bir ara gizlemeye çalışıyor. Hangi takımı tutuyorsun sorumuza “Barcelona” diyerek cevap veriyor. Büyüyünce futbolcu olacağım diyor, “biz Suriye’deyken her gün futbol oynardık ama ben çok iyi oynayamıyorum, sadece seviyorum, bir gün bizim oradaki Hasan buca escort iyi oynayacağım” diyor. Hasan kim sorumuza, başını öne eğerek “arkadaşım, öldü” diye cevap veriyor. Hasan, Rakka’daki okula isabet eden roketlerden çöken binanın altında kalan 2 çocuktan biri.

Babaları ölüm listesinde

Taha 6 aydır ayakkabı boyacılığı yapıyor, günde ancak 10-15 lira kazanabildiğini söylüyor. Kiraladıkları evlerinin elektrik ve su borçlarını her ay o ödüyor. Kendinden büyük erkek kardeşi olmadığı için bir tek o çalışıyor. Ondan büyük 4 ablası var ama babaları onların çalışmasına izin vermiyor, zaten “iş yok” diyerek ekliyor. Babası, bir el arabasıyla küçük çaplı işportacılık yapıyor.

Taha, babasından söz etmemizi istemiyor. Babası Suriye’de polis olarak görev yaparken, Esed karşıtlarının baskısıyla istifa etmiş. Bunun üzerine rejim tarafından ölümle tehdit edilmiş, çok geçmeden gazetelerde infaz kararı verilenler listesinde adı da çıkınca iyice korkmuşlar. Onun için bir daha hiçbir yerde babalarından söz etmez olmuşlar.

Ceylanpınar’da iki odalı bir evde oturuyorlar, ayda 350 lira kira ödüyorlar. 3 ay öncesine buca escort Taha, annesi, babası ve kardeşleri bu evde oturuyorlardı. Suriye’deki amcaları bir silahlı çatışmada ölünce, yengesi ve 9 kuzeni de gelip onlarda kalmaya başlamış. Evin toplam nüfusu 22 kişi olmuş. En sevdiği kuzeni Emir için “çünkü o küçük ve babası öldü” diyor. Oturduğumuz çay bahçesinin garsonu Taha’ya bir dürüm getiriyor, yarısını yedikten sonra geriye kalan yarısını sarıp cebine koyarak gitmesi gerektiğini söyleyerek yanımızdan ayrılıyor.

Bir buket çiçek

Boya sandığı olarak kullandığı poşeti ve elindeki terliklerle işe koyuldu tekrar, az ötede yaşlı bir adama uzattı terlikleri “abe boya” diyerek, adam ayakkabılarını verdi, kaldırımın üstüne oturup ayakkabıları boyadı, geri verdi, bütün gün bu şekilde dolaştı. Gün içerisinde onlarca kişiye uzattı terlikleri, bazen tepki gördü, bazen ise ayakkabılarını boyatmasını isteyen insanlarla karşılaştı.

Taha, arada bir cebindeki paraları çıkarıp sayıyordu. Bir ara ayakkabı mağazasına girdi. Bir şeyler sorduktan sonra tekrar çıktı, muhtemelen almak istediği ayakkabıya parası yetmemişti. Bir süre daha dolaştı, bu seferki durağı çiçekçi dükkânıydı. İşyeri sahibiyle konuştuktan sonra içeri girdi, çok geçmeden elinde paketlenmiş bir çiçek buketiyle dışarı çıktı. Pazar kurulu bir sokaktan geçti. Ardından daha tenha bir sokağa girdi, bir ara sokaktaki çocuklar kendisiyle dalaşmaya kalktıysa da o, olgunluğundan ödün vermeden yoluna devam etti, demir bir kapının önünde durup kapıyı çaldı, orta yaşlı bir kadın açtı kapıyı. Taha elindeki çiçek buketini uzatarak, Arapça, “anneler günün kutlu olsun mama” diyerek annesinin boynuna sarıldı.

Taha, bir günlük hâsılatıyla annesine çiçek almıştı. Gözü yaşlı anne, fotoğraflarını çektiğimizi görünce bütün misafirperverliğiyle bizi içeriye buyur etti. Taha, evdeki kardeşleri, annesi ve kuzenleriyle tanıştırdı bizi. Annesi Furat Hanım, küçük kardeşi Şam ve koşarak diğer odaya gidip getirdiği küçük bir çocuk daha. Elinde, Taha’nın yemediği yarım dürüm ile “bak bu da kuzenim Emir.”

Kaynak: Al Jazeera Türk