Askerlerin terör saldırısına kurban gittikleri, ancak çözüm sürecine ziyan vermemek amacıyla “cinnet” en son yeni açıklaması yapıldığı iddia edilmesi, TBMM Genel Kurulu gündemine taşındı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz iddiaları, olayla ilgili savcılık ve otopsi raporlarını okuyarak cevapladı. Er Umut Aslan’ın nöbet yerinde mevcut bulunan telefonunda kız arkadaşından gelen “Seni terk ediyorum” mesajının görüldüğünü ifade eden Yılmaz, özetle bunları belirtti : (Sol omzunda bir mermi girişi olduğunu ortaya koyarak ) Çavuş Ramazan Rüzgar ’ın G3 piyade tüfeğinin emniyette ve boş şarjörün tüfeğe takılı vaziyette olduğu, 4 dolu şarjörün de saldırı yeleğinde bulunduğu belirtilmiştir.
ŞEHİT SAYILMADI
Genelkurmay olayla ilgili “Şehitlerimiz” duyurusu yaptı. Duyuruda Çavuş Ramazan Rüzgar ile Onbaşı Kadir Yıldız için hazırlanan “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel” imzalı şehitlik belgeleri katıldı. Cinnet getirerek arkadaşlarını şehit ettikten akabinde intihar eden Umut Aslan’a ise duyuruda yer verilmedi. Başkent Ankara 4. Yönetim Mahkemesi birkaç ay evvel ilk defa “Vatani görevini icra ederken intihar eden askerler de görev şehidi sayılmalı” kararını almış, karar ertesi SGK, 2003 senesinde intihar eden Er Remzi Kılıçaslan’ın annesine TSK vazife malullüğü yetim aylığı bağlamıştı. Umut Aslan’ın intihar etmeden evvel 2 askeri şehit etmesi dolayısıyla “şehit” sayılmadığı açıklandı.
TELEFONLA ARADI 'NÖBETTEYİM' DEDİ
Ümraniye Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmekte olan ve cep telefonuna gelen “ayrılık” mesajı üzerine cinnet getirdiği açıklanan Aslan’ın yakın dostu Tufan Tektaş, iddiaları kabul etmedi. “Umut, eski arkadaşım, aynı mahallede oturuyoruz. Neşeli bir yapısı vardı. Cinnet getirecek bir yapıya sahip değildi” diyerek olayın öncesinde konuştuklarını da ifade eden Tektaş şunları belirtti : “Telefonla aradı. ‘Nöbetteyim. Kulede 3 şahıs nöbet tutuyoruz’ diye belirtti. Sesi gayet sakindi. Diğer arkadaşları da aramış; ‘Nasılsınız?’ diye. Her defasında arardı. Olaydan akabinde biz Umut’un telefonunu aradık. Bir asker çıktı, bize ‘Umut sevinç kaynağımızdı. Böyle bir şey yaptığına inanmıyoruz. Onunla nöbete gitmek için herkes can atardı’ diye belirtti. Kız arkadaşı yoktu, olsa bize söylerdi.” Olaydan akabinde Aslan’ın bir sosyal paylaşım sitesindeki hesabına girdiğini de kaydeden Tektaş, “Sayfasına girdim. Sevgilisi olduğu ileri sürülen D.Ö. ile konuştum. Bu kız, Umut’un nihayet konuştuğu şahıs. Kızın hiçbir şeyden haberi yoktu” bilgisini verdi. Aslan’ın yakınları ise soruları yanıtsız bıraktı.
TELEFON DÖKÜMANLARINI AÇIKLASINLAR
Aslan’ın kuzeni üniversite öğrencisi Doğanay Epik, asker kuzeniyle sık sık telefonla görüştüğünü belirterek, şöyle dedi: “Umut’la en son hayatını kaybetmeden iki gün önce konuşmuştuk. Sağlığının yerinde olduğunu ve hiçbir problemi olmadığını söyledi. İskenderun’da üniversite okuyorum. ‘İstersen yanına geleyim?’ dedim. ‘Neden geleceksin? Ben iyiyim’ dedi. ‘İzne gel’ dedim. ‘Havalar serin. Biraz ısınsın, öyle izne çıkarım’ dedi. Hiçbir sıkıntısı yoktu. ‘Kuzen, burada kurşun yağmurunun altındayız. Çok yoğun çatışmalar oluyor’ diyordu. Umut sinir krizi sonucu intihar edebilecek bir çocuk değil. Kız arkadaşı yoktu, görüştüğü bir kız bile yoktu. Aramız çok iyiydi, olsaydı bana söylerdi. Zaman zaman sorardım. ‘Yok’ derdi. O tüfekle intihar etmesi bana hiç mantıklı gelmiyor. Madem bir kız arkadaşı vardı ve ayrıldığı için cinnet getirdi, o zaman telefon dökümlerini yetkililer açıklasınlar, biz de bilelim.”