Ceylanpınarlı acılı aile ??Esed sevinci hüznümüz oldu??

2007`de Suriye`de Esed`in görevde kaldığı referandumu kutlayanların açtığı ateş, sınırın Ceylanpınar tarafında 10 yaşında bir çocuğu sakat bıraktı. Çakar ailesi yaşadıklarını Al Jazeera Türk?ten Abdurrahim Aydın?a anlattı.

GÜNCEL 9.05.2014 16:49:46 2590 0
Ceylanpınarlı acılı aile ??Esed sevinci hüznümüz oldu??
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in referandumla görevde kalmasını ateş açarak kutlayanlar, Ceylanpınar'daki Çakar ailesine 7 yıldır acı yaşatıyor. 
Takvimler 28 Mayıs 2007 tarihini gösterirken gece yarısı oğlu Musa'yı kanlar içinde bulan Veysi Çakar, o geceden sonra hayatlarının kâbusa döndüğünü söylüyor. Baba Çakar, oğlunun tedavisi için marketini, arabasını ve eşinin altınlarını bile satmış ama yine de oğlu tam olarak sağlığına kavuşamamış. Musa Çakar, bugün hâlâ konuşma zorluğu çekiyor. 

"Aynaya bakamıyorum"
Vurulduğu zaman 10 yaşında olan Musa Çakar, artık 17 yaşında bir genç. "Ne çocukluğumdan ne de gençliğimden hayır gördüm" diyor.
Musa vurulduğu anı hatırlamıyor "Bayılmışım" diyor. Yaşadıklarını, "Çenemin eğriliği ve konuşma zorluğum yüzünden okulu bıraktım. Eskiden hayallerim arasında, büyüdüğümde öğretmen olmak vardı ama artık hayal bile kuramıyorum. Çocukluğum hastanelerde geçti, gençliğim ise ezilerek geçiyor. Aynaya bakamayan biri oldum, dışarı çıksam herkes benimle dalga geçecek hissine kapılıyorum. Psikoloğun söyledikleri bile yaşama sevincimi geri getiremiyor" diye anlatıyor.

"Maddi ve manevi anlamda bittik"
Musa'nın babası Veysi Çakar ise "Oğlum için üstüme düşen bütün fedakârlıkları yaptım. Bu bölgedeki bütün hastaneleri dolaştım ama iyileştiremedim. Mermi kulağının üstünden girip çene altından çıkmış, dilinin bir bölümünü de parçalamış, konuşmakta zorluk çekiyor. Psikolojisi bozuldu, eğitimi yarıda kaldı maddi ve manevi anlamda bittik. Yani anlayacağınız Esed’in sevinci bizim hüznümüz oldu" diyor.
Baba Çakar, oğlunu yüzündeki şekil bozukluğu ve konuşma problemi için estetik ameliyat yaptırmak üzere Rusya’ya da götürmüş. Orada geçirdiği 3 ameliyata rağmen düzelmemiş. Çakar ailesi devletin kendilerine sahip çıkmadığından yakınıyor. Baba Çakar da İçişleri Bakanlığı aleyhine 100 bin lira maddi, 400 bin lira da manevi tazminat davası açmış. Dava 7 yıldır devam ediyor.
"Devletin kusuru yok vatandaşın kusuru var"
Mağdur ailenin avukatlığını yapan Şanlıurfa Barosu avukatlarından Hüseyin Akay, davanın terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkındaki 5233 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmediğini, dolayısıyla tazminat taleplerinin reddedildiğini söylüyor.
Ret kararından sonra Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nde 100 bin lira maddi, 400 bin lira da manevi tazminat davası açılmış.
Av. Akay, kararda “Devletin kusuru olmadığı, gerekli tedbirleri almadığı için esas kusurun vatandaşta olduğu beyan edilmiş ve zararın karşılanması reddedilmiş” diyor.
Dava son olarak Danıştay’a taşınmış ve İdare Mahkemesi’nin kararı bozulmuş. Danıştay gerekçe olarak, ‘Suriye ile yapılan mıntıka antlaşmasını’ göstermiş. Ancak ortada muhatap alınacak bir 'Suriye Devleti' olmadığı için mağdurlar mağduriyetleriyle kalmaya devam ediyor.
"Mağduriyet sahiplenilmiyor"
Av. Akay, "Yaklaşık 7 yıldır süren bu davada zararın karşılanmaması için gayri hukuki gerekçelerle mağduriyet sahiplenilmiyor. Devletin sosyal devlet olması için dış devletlerden kaynaklanan zararın bizzat kendisinin gidermesi gerekiyor. Vatandaşın uluslararası nitelikteki bu tür zararların tek muhatabı yine kendi devletidir" diyor. Davanın takipçileri olacağını söyleyen Av. Akay, iç hukuk yoluyla mağduriyet giderilmezse, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceklerini aktarıyor.