Erdoğan: "Emekli maaşı alt sınırını 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıyoruz"

SÜMEYYE YALÇIN - 16.01.2024 - HİBYA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklama yaptı.

GÜNCEL 16.01.2024 19:49:24 253 0
Erdoğan:

Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"2024 senesinin ilk kabine toplantısının ardından sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesile ile yeni miladı yılın ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Rabbim’den niyaz ediyorum

Sözlerimin hemen başında Pençe-Kilit Harekat bölgesinde teröristlerle girdikleri çatışmada şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet ailelerine ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Tedavileri devam eden yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.

Saldırıların ardından şehit yakınlarımızın bir kısmıyla telefonda görüştük. Kendilerine taziyelerimizi sunduk, devlet ve milletimiz adına minnettarlığımızı ifade ettik. Tarih bilmez, kutsal tanımaz edepsizlere rağmen şehit ailelerin metaneti, vakarı karşısında duygulanmamak ele değil.

Şehitlerimizin kanlarını her zaman olduğu gibi yerde bırakmadık. Son 5 günde 114 hedef vuruldu, 78 terörist etkisiz hale getirildi. MİT 12 Ocak'tan bugüne kadar toplam 60 kritik altyapı ve mühimmat tesisini imha etmiştir. Emniyet ve jandarma operasyonlarında yılbaşından bu yana terörle iltisaklı 465 kişi gözaltına alınmıştır.

Cumartesi günü yaptığımız güvenlik toplantısında sahadaki güncel durumu değerlendirdik. Güvenlik birimlerimize tespit ettikleri tüm terör unsurlarını yok etme talimatı verdik. Bugünkü kabine toplantımızda son dönemde artan terör saldırılarını da tüm yönleriyle ele aldık.

Türkiye'nin bir süredir kararlılıkla uyguladığı terörü kaynağında bertaraf etme stratejisi bölgemizde teröristan kurmak isteyenleri rahatsız etmiştir. Kimi zaman ülkemiz içindeki aparatlarını harekete geçirerek, kimi zaman ülkemizi işgalci olarak suçlayarak, uluslararası arenada bizi sıkıştırmaya çalışarak, sosyal medya üzerinden yalan yanlış bilgiler yayarak hain terör eylemlerini destekleyerek gerçekleşmiştir.

Türkiye bölücü ele başlarını kendilerini güvende hissettikleri yerde imha ettikçe girişimleri daha da artmıştır. Silah, mühimmat ve eğitim, himaye desteği bölücü terör örgütüne hız kazanmıştır. Her ne kadar birileri anlamasa da sınır ötesi operasyonlarımızda sadece güney sınırlarımızın huzur ve güvenliğini garanti altına almadık.

Ülkemizi bir terör koridoruyla kuşatma senaryolarını da yırtıp attık. Teröristlerin zulümleri sebebiyle göç edecek göçmenlerin kendi topraklarında kalmasını gerçekleştirdik.

Geçici sığınmacı statüsüyle 620 binden fazla Suriyeli terörden kurtarılmış güvenli bölgelere geri dönmüştür. Yeni militan devşiremeyen, sürekli güvenlik güçlerimizin baskısı altında ezilen terör örgütü bölücü rolü imkanı bulamamıştır.

Askeri mevcudiyetimiz hem vatanımızın güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Bundan geriye dönüş asla sözkonusu olamaz. Türkiye bölücü terör tehdidini ya kaynağında kurutacak ya da eskiden olduğu gibi sınırları içinde şehirlerin sokaklarında, mahallelerinde verecektir.

Ülkemizin böyle bir felaketle karşı karşıya olmasına müsaade edemeyiz. Evlatlarımızın terörsüz bir iklimde büyüyebilmeleri içinde sonuna kadar vermek mecburiyetindeyiz.

Israrlı beyanlar, sınırlarımız ötesinde görev yapan askerlerimiz başta olmak üzere milletimizin canını sıkmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Türkiye başarılı sınır ötesi operasyonlarıyla toprakları üzerinde ameliyat yaptırmayacağını çok açık ve net göstermiştir. Haritaları değiştirmeyi sürekli gündemde tutanların, Sevr dayatması yapanların hesaplarını altüst etmiştir.

Sınır ötesi operasyonların nasıl daraltılacağı gündemimizde yoktur. Nasıl genişleteceği gündemimizdedir. Irak'ta veya Suriye'de eli kanlı caniler var oldukça içimiz rahat etmeyecektir. Emperyalistlerin teröristan planları masada oldukça hiçbirimiz kendini güvende hissedemeyiz.

Kuzey Irak dağlarının her karışını güvenli hale getirene kadar bu bölgede harekatlarımız sürecektir. Suriye'de Tel Rıfat, Aynel Arab, Haseke, Münbiç hattında sinsi niyetlerle kurulmuş terör yuvalarının tamamını darmadağın etmeden durmayacağız.

Buralarla ilgili bize verilmiş ancak tutulmamış sözler vardır. Türkiye'nin kendi güvenliği için gerekli tedbirleri almasına kimse itiraz edemez. İnşallah önümüzdeki aylarda kimin hangi tehditleri savurduğuna bakmadan bu doğrultuda yeni adımları muhakkak atacağız.

Yeni harekatlarla sadece şehitlerimizin dökülen kanların, yitirdiğimiz canların hesabını sormakla kalmayacak, geleceğimizi de güvence altın alacağız. Kimliği ne olursa olursa herkes ya yanımızda yer alır ya da karşımızda.

Bu işin ortası, idare-i maslahatçılığı, gri alanı, sağıra yatılacak tarafı yoktur. Biz bu hususta çok netiz, kararlıyız, azimliyiz. Terör örgütünün dışarıdaki destekçileri, içerideki uzantılarıyla berber tamamen yok etmenin boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz.

Terör gibi milli meselede dahi bozgunculuk yapanları, bölücü örgütün tezleriyle hükümetimize saldıranların maşeri vicdana havale ediyorum. 4-5 oy fazla alacağım diye bölücü örgütü kırmızı halıyla karşılayanlar elbette bu yaptıklarının hesabını sandıkta verecektir.

İstanbul Boğazı'nda yapılan 100 savaş gemimizin gerçekleştirdiği geçit töreni hafızalara kazınmıştır. Bu geçit töreni kimin Cumhuriyet'e ve Atatürk'ün mirasına sahip çıktığını, kimin istismarını yaptığını ortaya koymuştur. Siyasetten medyaya, akademiden kültür sanata, geniş alana tezgah alana tezgah açan işportacıların ortak özelliği menfaatperestlik, mürailiktir, samimiyetsizliktir.

Türkiye'nin rejimi ile ilgili tereddütler 29 Ekim 1923'de 'Yaşasın Cumhuriyet' nidalarıyla bitmiştir. Ülkemizde kimsenin Cumhuriyetle ilgili tereddütü yoktur. Kimsenin Cumhuriyetimizin banisiyle derdi yoktur. Devletin bütünlüğü, milletin birliği, ülkenin esenliği ile sıkıntısı yoktur.

Her kim bu kavramlar üzerinden kendine alan açmaya çalışıyorsa bir büyük yanlışın içindedir. Her kim bu tartışmaları siyasi rant kapısı haline getirmeye uğraşıyorsa bir büyük yanlışın tam merkezindedir.

Varmış gibi gösterilen bu tür tartışmalar üzerinden eskiden beri ülkemizde siyaset ve toplum mühendisliği yapıldığını unutmuyoruz. Bu tartışmaları kimin alevlendirdiğini, bunlardan kimin çıkar sağladığını hangi piyonlar kullanılarak ülkemizin nerelere sürüklendiğini gayet iyi biliyoruz. Birileri aynı karanlık senaryoları tekrar sahnelemeye çalışmaktadır.

Kadrolu provokatörlerin bir anda sağdan solda yeniden arzı endam etmesi herhalde tesadüf değildir. Her kim niyetini bozar ve yolunu şaşırırsa son 10 yılda yaşananlar akıbetinin ne olacağını göstermeye yeterlidir. FETÖ, PKK'ya kadar bu senaryoda kullanılan örgütlerinin acı sonları dahi tek başına almasını bilen için ibret vesikasıdır.

Cumhuryetimizin 100. yaşını kutladığımız dönemde hortlatılmaya çalışılan rejim tartışmasınındaki niyet gayet açıktır. Türkiye'yi asıl gündeminden kopartıp, kendi içine kapatarak, bölgesinde ve dünyada artan etkinliğini kırmaya yöneliktir.

Türkiye'yi tekrar emperyalistlerin boyunduruğu altına almak isteyenlerin tezgahına gelmeyeceğiz. Suni gündemlerle vaktimizin ve enerjimizin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Dayatılan gündemlerin değil hayallerimizin peşinden koşacağız. Gündemizde sadece Türkiye, eser ve icraat var. Mazluma el uzatma, düşenin elinden tutma var.

Biz işimize bakıyoruz. Gece gündüz demeden Türkiye Yüzyılı'nın inşaası için koşturuyoruz. Bu anlayışla kabine olarak eğitim, sağlık, güvenlik, adalet, ulaştırma, şehircilik, kültür sanattan dış politikaya, aileden gençlik ve spora geniş yelpazede programımızı adım adım hayata geçiriyoruz. İnşallah 31 Mart seçimini demokratik olgunlukla Türkiye Yüzyılı gündemiyle yolumuza devam edeceğiz.

Ülkemizde ortaya çıkan sıkıntıların yansımalarıyla boğuştuğumuz yılı geride bıraktık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca küresel büyümenin düşük seviyelerde gerçekleşmesi ve buna bağlı kayıpların artması bekleniyor. Biz kendi hedeflerimize sıkı sıkıya bağlı kalarak büyümeye inşallah devam edeceğiz.

Her küresel kriz Türkiye'nin önüne üst sıralara çıkma konusunda yeni fırsatlar getirmektedir. Önümüzdeki yıllar için büyüme oranlarımızı hep beklentilerinin üzerinde tutacağımıza inanıyorum. Bu arada hükümet programlarımızda vatandaşlarımıza taahhüt ettiğimiz yatırımları birer birer hayata geçiriyoruz.

Sadece ulaştırmada halen inşası süren 26 ayrı yol, raylı sistem, hava limanı ve uydu projesinin ülkemize kazandıracağı değeri muhalefetin bizi çekmek istediği içi boş tartışmalarının tamamına değişmeyiz. Üzerine en çok titrediğimiz husus istihdamda 32 milyon kişiyle tarihimizin en yüksek seviyesini yakaladık.

Yüzde 9'a düşürdüğümüz işsizliği daha da aşağılara çekmemiz gerekiyor. İşverenlerimiz ihtiyaç duydukları nitelikli işgücünü, kendi işyerinde yetiştirme imkanını daha esnek şartlarda kullanabileceklerdir. 6 Şubat sonrası deprem bölgesindeki işyerlerinin bu kurs ve programlarla ilgili yükümlülüklerini zaten kaldırmıştık.

Aynı şehirlerimizdeki kurs ve programların 2024 yılı için işveren yükümlülük süresi 1 kat, istihdam taahhüdü ise yüzde 30 olarak uygulanacak. Amacımız depremden etkilenen şehirlerimizdeki işgücü piyasasının bir an önce toparlanmasını temin etmektir. Depremde hayvanları telef olan vatandaşlarımızın zararlarını karşılıyoruz.

En çok yoğunlaştığımız alanlardan biri de hayat pahalılığı ve enflasyona karşı verdiğimiz mücadeledir. Hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelemizde milletimizin yardımını bekliyoruz. Bu meselenin teknik boyutu kadar psikolojik boyutu da önemlidir. Ürettiği ve sattığı malın, verdiği hizmetin enflasyonla doğru olmayan tamahkar anlayışı ortadan kaldırmalıyız.

Çalışanlarımız ve emeklilerimiz başta olmak üzere refah düzeyini düzeltmek için canla ve başla çalışıyoruz. İşçi, memur ve emekli maaşlara yaptığımız zamlarla bunu kısmen sağladık. İnşallah önümüzdeki dönemde çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü tutmaya devam edeceğiz.

Geçen yılın son aylarındaki yaptığımız hesaplarla 16 milyon emeklimizin tamamına 5'er bin liralık ödeme gerçekleştirdik. Çalışan emeklilerimiz de 5 bin lirayı aldı. Emeklilerimizi asla darda bırakmıyoruz. 2004 yılının ilk 6 ayı için memur emeklisi aylıklarında yüzde 498,25, SSK ve Bağkur'da yüzde 37,57 artış oldu.

Bu artışların emeklilerimizde yol açtığı rahatsızlığı gördüğümüz için birbirine yakınlaştıracak adım atıyoruz. SSK ve Bağkur emeklisi aylıklarına ilave yüzde 5 daha artış yapacağımız müjdesini buradan vermek istiyorum. SSK ve Bağkur emeklisi Ocak 2024'ten itibaren yüzde 42,6'ya yükseliyor.

Temmuz ayında artışlarla birlikte emeklilerimizin hepsi yaklaşık aynı oranlarda maaş artışına kavuşacaklardır. Memur, SSK ve Bağkur ayrımı yapmadan tüm emeklilerimizin yıllık artış oranları önümüzdeki Temmuz'da eşitlenecektir. Yılın ikinci yarısındaki maaş artışlarında memur emeklileri enflasyon farkını alırken SSK ve Bağkur emeklileri farkı alacakları için dengesizlik giderilecektir.

Uygulamaya aldığımız emekli maaşı alt sınırını 7500 liradan 10 bin liraya çıkarıyoruz. Meclisimizin de onayını aldıktan sonra artışları bir an önce emeklilerimizin maaşlarına yansıtmak istiyoruz. 200 milyar liralık ilave kaynağı emeklilerimizin istifasedesine sunmak istiyoruz. Tüm bu artışların ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

2024'ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz. Bu vesile ile emeklilerimizin hayat kalitesini artıracak, sosyal haklarını genişletecek yeni hizmetleri devreye almak hedefimizdir. Geniş bir yelpazeye yayılan bu hizmetler şimdiden emeklilerimize hayırlı olsun.

Geçtiğmiz yıl ihracatta hedeflerimizin üzerine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Dış ticaret açığında gözle görünür kapanma var. İnşallah daha önceki hedeflerimiz gibi bunu da gerçekleştireceğiz. Turizmde de 2023 rakamlarının çok iyi geleceği anlaşılıyor. Mali disiplinden elbette taviz vermeyceğiz.

Deprem sebebiyle artan harcamalara rağmen bütçe açığını öngörülen seviyenin altında tutmayı başardık. Devlet olarak kaynaklarımızı milletimizin yaralarının sarılması ve tehditlerin bertaraf etmesi yolunda seferber ettik. İllerimizi ziyaret ederek hem depremzede kardeşlerimizle kucaklaşacak, hem de teslime hazır konutların anahtarlarını hak sahiplerine inşallah takdim edeceğiz.

Ülkemizin risk priminin düşmesi, yabancı yatırımcıların piyasalarımıza ilgisinin artması, derecelendirme kuruluşlarının görünümüzü çevirmesi gibi pekçok işaret Türkiye'nin olumlu yönde olduğunu gösteriyor. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşana kadar duraksamadan çalışmaya, üretmeye, büyümeye devam edeceğiz.

Yarın gece saat 01.11'de uzaya uğurlayacağımız ilk Türk astronomumuzu, büyüyen, güçlenen ve iddia sahibi Türkiye'nin yeni bir nişanesi olarak görüyoruz. Alper kardeşimizin bu yolculuğu milletimiz, gençliğimiz için hayırlı olsun diyorum. Uzay istasyonunda yürüteceği bilimsel çalışmalarda kendisine başarılar diliyorum. Bu duygularla sizleri, sevgi, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla."

Hibya Haber Ajansı