Tarih: 01.11.2014 11:25

Erdoğan ilk kez DAİŞ dedi

Facebook Twitter Linked-in

Erdoğan, Hollande düzenlediği basın toplantısında, “Fransa ile ülkemiz arasındaki, ikili ilişkilerin son dönemdeki farklı olumlu istikametteki gelişmeleri bugün ilk etapta yaptığımız görüşmelerde teyit eden gerçekten olumlu bir görüşme oldu ki tekrar buna devam edeceğiz. Özelikle ikili ilişkilerimizde Türkiye- Fransa gayet iyi bir seyir izliyor. Ve bu konuda ticari, ekonomi, savunma bunun yanında kültürel askeri attığımız adımlarla hakikaten çok farklı bir yere doğru gidiyoruz. Zannediyorum ki ikili ilişkilerimizde denizli escortğimiz en önemli nokta denizli escort. Özellikle savunma sanayine yönelik attığımız adımlarda şu anda Türkiye - Fransa ilişkileri görüşmeler sadedinde hızla devam ediyor. Bunların içerisinde savunmanın dışında en önemlisi diyebileceğim nükleer enerjiye yönelik enerjiye yönelik adımdır ki burada biliyorsunuz Japonya Fransa Türkiye olarak üçlü bir adımımız var ve bu nükleer enerji santralini bir an önce bitirmenin gayreti içerisindeyiz. Tabi bölgesel sorunları yaşıyoruz bu ara. Bu sorunlar noktasında bin 295 km sınırımızın olduğu Suriye ve Irak ülkeleriyle olan bakışta Fransa Türkiye arasında farklılık hemen hemen yok, düşüncelerimiz birbirine yakın. Adeta örtüşüyor. Böyle bir durum içerisindeyiz” dedi.

“UÇUŞA YASAK BÖLGE İLANI, GÜVENLİ BÖLGE İLANI VE EĞİT-DONAT EYLEMİNE GİRMEMİZ GEREKMEKTEDİR”

Kobani üzerinde ısrarla durulması hakkında da konuşan Erdoğan, “Görünen bir gerçek var ki DAİŞ (IŞİD) terör örgütünün özellikle şu anda Irak’ın yüzde 40’ını adeta işgal altında tuttuğunu görürsek, öbür tarafta Suriye hareketlerinin devam ettiğini şu anda tespit olursak dünyanın buna seyirci kalmaması gerekir. Bu seyirci kalmamasının gereğini de her tür uygulamalarla yerine getirmesi gerekir. Tabi Türkiye olarak bizim bu arada yaklaşımımız hep şu olmuştur. Bir uçuşa yasak bölge ilanı gerekmektedir. İki güvenli bölge ilanı gerekmektedir. Üç eğit-donat eylemine, işlemine girmemiz gerekmektedir. Eğer koalisyon güçleri olarak bu adımlar atılmadığı sürece tabi Türkiye’nin buraya bakışı da farklıdır. Burada bir konu üzerinde önemle durmam lazım. Kobani meselesidir. Niçin Kobani? Niçin İdlib değil, niçin Hama Değil, niçin Humus değil, niçin Deyr-i Zor değil, niçin şu anda yüzde 40’ı işgal altında Irak değil. Oralara yönelik herhangi bir eylem, müdahale yapılmıyor da Kobani. Varsa yoksa Kobani. Kobani bizim ülkemizin sınırı ve şu anda Kobani’de zaten insan yok. 200 bin insan şu anda ülkemizde bizim misafirimiz. Biz onlara bakıyoruz ve şu anda Kobani’nin içinde de herhangi bir insan olmadığına göre sadece orada 2 bin savaşçı var. Bundan dolayı mı sürekli orası bombalanıyor. Bunu anlamak mümkün değil” dedi.

“’ACABA ESED GİDERSE NE OLACAK?’ DİYE DÜŞÜNEN ANLAYIŞIN DAİŞ’LE MÜCADELE ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Erdoğan basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Yapılması gereken acaba bugüne buca escort bu koalisyon güçlerinin niçin Suriye’nin diğer bölgelerinde bu terör örgütlerinin DAİŞ başta olmak üzere attıkları adımlara karşı herhangi bir tavır alınmamıştır. Bunları hep anlattık, bunları hep söyledik. Ama maalesef açık söyleyeyim bu alanda yalnız kaldık. Burada bir defa bir devlet terörü estiren Esed vardır, Esed’in rejimi vardır. Yani bir terör örgütü var bir de devlet terörü estiren Esed var. Esed rejimini karşısına almayan, “Acaba Esed giderse ne denizli escort” diye düşünen bir anlayışın bir defa DEAŞ’la mücadele etmesi mümkün değil. Önce eğer biz demokrasi diyorsak, demokrasiyle mücadele diyorsak Esed giderse halk ne isterse o olur dememiz lazım. Eğer bunu savunuyorsak gerçekten demokrasiyi savunuyoruz demektir. Eğer yok demokrasiyi savunmuyor da bir tane otokrat gidecek onun yerine başka bir otokrat hazırlıyoruz, bunu düşünüyoruz diyorsa o zaman demokrasiyi konuşmamızın hiçbir anlamı yok. Ve şu anda Suriye’nin çektiği sıkıntı budur” dedi.

Irak’taki durum hakkında da konuşan Erdoğan, “Irak’a gelince, Irak’ta maalesef katılımcı bir ordu yoktur. Şu anda Irak ordusu sürekli kaçmaktadır ve kaçtıkça yerini IŞİD’e teslim etmektedir. Ve Irak ordusu yüzde 100’e yakınının Şii’den oluştuğu, Şii mezhebine mensup insanlardan oluşturduğu bir ordudur. Ve bakın şu anda asla olayların içerisine girmiyorlar. Musul’u bıraktılar kaçtılar kime DEAŞ’a ve oradaki silahlar şu anda bu örgütün elindeki silahlardır. Bu silahlarla işgal hareketini devam ettirmektedir. Aynı şekilde bakıyorsunuz aşağıdaki bütün işgal altındaki illerde, Ambar’da aynı durumu görüyorsunuz. Şu anda Sünniler evlerine, yurtlarına gelmek istiyorlar ama onların eğit-donata ihtiyacı var. Bu konuda Türkiye olarak biz hazırız. Tüm dostlarımızın da bu konuda müşterek hareket etmemiz halinde her an bu adımları atabiliriz. 3 şey uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit donat. Bunların tümünü uygulamaya koyduğumuzda Türkiye bütün koalisyon güçlerinin yaptığı her şeyi aynen yapacaktır bundan kimsenin endişesi olmasın. Fakat burada bir şeyi de düzeltmem gerekir o da şudur, uluslararası medya Türkiye’yi DEAŞ’a destek veren bir ülke olarak gösteriyor. Bu bir defa Türkiye’ye karşı çok ciddi bir haksızlıktır ve adeta ihanettir” dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —