Ming Hanedanı, Çin’deki Müslümanların altın çağını işaret ediyor. İmparator Zhu Yuanzhang’ın Müslüman dostu politikaları, topluluklar arasında bir köprü kurdu.
Ming Hanedanı, Çin’deki Müslümanların altın çağını işaret ediyor. İmparator Zhu Yuanzhang’ın Müslüman dostu politikaları, topluluklar arasında bir köprü kurdu. Ünlü amiral Zheng He’nin öncülüğünde Müslümanlar, Çin tarihinde unutulmaz bir rol oynadı. Öyle ki, imparator tarihte bir ilke imza atarak, Hz. Muhammed’e bir methiye yazdı.
Çin’de 1368-1644 yılları arasında egemen olan Ming Hanedanı, Çin Müslümanları tarafından genellikle Çin’deki İslam’ın altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde, Müslümanlar sadece var olan ailelerin gelişmesiyle değil, aynı zamanda dini birçok dönüşümle de topluluk olarak büyüdüler. Böylelikle sosyal toplumda, Çin Müslüman âlimlerin ortaya çıkmasına ve Müslümanların Çin’de birçok rol oynamasına neden oldu. Ünlü Amiral Zheng He, bunun en iyi örneklerinden biri.
Ming döneminde, Çin’deki Müslümanların genel başarısı ve refahı, büyük ölçüde hanedanın kurucusu olan İmparator Zhu Yuanzhang’ın (hükümdarlığı 1368-1398) Müslüman dostu eylem ve politikalarına bağlıydı. Ömrü boyunca Zhu, kişisel işlerinde ve devletin resmi meselelerinde Müslümanlarla etkileşimde bulundu ve kendisini Müslümanlarla çevreledi. Öyle ki, tarih kayıtlarına göre, Zhu Yuanzhang zamanında, orduda birçok Müslüman komutan bulunuyordu, ayrıca imparatorun ilk eşi İmparatoriçe Ma Hou Müslümandı.
Peygambere yazdığı methiye
İmparatorun 14. yüzyılda Hz. Muhammed’i överek yazdığı methiye, Çince’de İslam’ı tanıtan en erken bilinen metinlerden biriydi. Bu sadece Çince dilinde değil, aynı zamanda klasik Çince şiir tarzında yazılmıştır. Ayrıca, dönemin Çin dini felsefi tartışma bağlamında çok katmanlı anlam ifade eden tanıdık kavramsal yapıları ve ifadeleri kullanmaktadır.
İşte imparatorun şiir:
Yüz Kelimelik Övgü
Kainat onun adının yazılı olduğu göksel tabletle başladı,
O Batı diyarında doğmuş, dini tebliğ eden büyük bilge,
O otuz parça (büyük olasılıkla cüzden bahsediyor) halinde kutsal yazıları bahşetti,
Tüm yaratılanları yönetti.
Hükümdarların efendisi, on bin bilgenin lideri.
Kaderin yardım ettiği, ümmetin yöneticisi.
Beş vakit namazın her birinde,
Ümmetin esenliği için sessizce dua eder.
Muhtaçları hatırlayarak dualarını Allah’a yöneltir.
Onları (ümmetini), gaybı bilen, belalardan selametlere ulaştırır,
Her nefs ve nefisten üstündür ve her türlü kınanacak amelden uzaktır.
Yolu tüm zamanlar için üstün olan, tüm âlemlere bir rahmet.
Cehaletten vazgeçin; Bir’e, yani İslam denen dine dönün.
Muhammed en asil bilgedir.
Şiirin çözümlenmesi
Şiirin en etkileyici tarafı, o zamanlar içinde açıkça İslam geleneğinden alınmış kalıpların yer almasıdır. Özellikle Orta Asya’daki Sufi tarikatları arasında popüler olan kavramları. Bu kavramların birçoğu o zamandan bu yana dünya genelindeki Müslümanlar arasında yayılmış ve evrensel hale gelmiştir. İmparatorun bu fikirlere referans yapması, İslam’a olan olağanüstü aşinalığını ve diğer dinlere göre İslam’a duyduğu yüksek saygıyı gösteriyor.
Budizm’den sonra İslamiyet, Çin’de yaygınlaşan ve kendisini evrensel bir gelenek olarak temsil eden ilk yabancı dini gelenek oldu. İmparatorun şiirindeki çok sayıda atıf, imparatorun İslami dini kavram ve ifadeler hakkındaki gelişmiş bilgisini de doğruluyor. Kopyaları Çin’in Nanjing kentindeki birçok camide sergileniyor.
İmparator Zhu Yuanzhang’ın, Peygamber’i öven şiiri birçok edebi ve tarihi tartışma konusu olmaya devam ediyor ancak şiirinin ana mesajı açıktır: “Muhammed kâinattaki en asil bilgedir.”