İstanbul seçimleri yaklaşırken Kürtler paylaşılamaz oldu!

Milat Gazetesi`nin Şanlıurfalı Yazarı Zeynep Alkış, bugünkü köşesinde CHP`nin Kürtleri istismar ettiğini öne sürerek, "CHP?ye diyorum ki; Kürtlerin hakkını savunamazsınız. Savunamazsınız, o hakları siz çaldınız. Tek tipçi, ırkçı, red ve inkar politikaları

YEREL 28.05.2019 10:28:21 1773 0
İstanbul seçimleri yaklaşırken Kürtler paylaşılamaz oldu!

23 Haziran'da İstanbul'da tekrarlanacak olan yerel seçimler öncesinde AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) adayları çalışmalarına devam ederken, Kürtlerin oyları da adeta paylaşılamaz hale denizli escort.

Yaşanan durum üzerine Şanlıurfalı Yazar Zeynep Alkış, bir yazı kaleme aldı.

Milat Gazetesinde yazan Alkış, yazısında CHP'nin Kürtlerle ilgili politikasını eleştirdi.

CHP'nin Kürtleri istismar ettiğini öne süren Alkış, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"Bugünlerde CHP yine Kürtler üzerinden istismara başladı. Kürtleri yok sayan, dipçik darbeleriyle işkence ettiren, köyleri yakılırken görmezden gelen, ötekileştiren, dillerini yasaklayan, kardeşlik iklimi başladığında kışı dayatan, çukurlar kazıldığında mağdurların değil kazanların yanında duran, gözyaşları, ağıtlar ve isyan zılgıtları gökyüzüne ulaştığında kafasını kuma sokan CHP..

Etmeyin Allah’ınızı severseniz..
Günahtır.
Siz Kürtleri balık hafızalı mı sandınız?
Halen Esed’i destekliyorsunuz. Halen…
Kürtlere yüzyıllardır; kimlik, işyeri açma ve çalışma hakkı vermeyen diktatör Esed’i..
Hama katliamı ne denizli escort beyler?
Ondandır “etmeyin” demem.
Seyit Rıza'nın idam sehpasına çıkarken söylediği sözleri halen kulağımızda çınlıyor, yüreğimizi yakıyor: “Evladı Kerbela’yız. Bihatayık, ayıptır, günahtır.”
Ayıptır, günahtır beyler.
Bir yüzleşin işkenceci tarihinizle.
Bir özeleştiri getirin ortak olduğunuz katliamlara.
Sizden özür beklemiyoruz ama gerçekleri yok saymayın.
Okulları yakıldı eğitimsiz bırakıldılar.
Dilleri yasaklandı, hafızasız kaldılar.
Militarist, dayatmacı siyaset altında can çekiştiler.
Terör ile ise kafese alındılar..
Baskıcı rejim yetmezmiş gibi, baskıcı terör ile adeta nefessiz bırakıldılar.İhya ve inşa süreci başladı, AK Parti dışında sahipsiz bırakıldılar; hedef gösterildiler.
Baas rejimi işkenceden geçirdi, DAİŞ vurdu, Türkiye’ye sığındılar. Bu kez yine CHP tarafından istenmeyenler listesine konuldular, ırkçı söylemlerle kovuldular!
Kim sahip çıktı?
Önce millet…
Vefalı, merhametli ve adaletli millet..
Ve yeryüzünde adil bir siyaset ve düzenden yana olan AK Parti siyaseti.
Eşit olmak gerekiyor.
İnsanları eşit kılmak gerekiyor.
Mağdura, mazluma kimlik sorarak, zulme ortak olmamak gerekiyor.
Mağdur ve mazlum olmasa da kimlik sorulmaz.
Eşitlik arayışı her şartta bir mücadeledir. Bu mücadelede öncü olmak zorunluluktur.
Elbette bunu “Soylular”, “Burjuvalar” ve “Elitler” zorunluluk olarak görmez. Eşitlik arayışı insanlığın kadim rüyasıdır. Sözde soylular, burjuvalar, elitler ve onların temsilciliğini üstlenen CHP bu rüyaya her daim kâbus olmayı kendine zorunluluk olarak görmektedir.
Eşitlik ve insan haysiyetine değer veren uygulamalara ve nizamlara her daim şer koyan zihniyetin adıdır CHP.
Irkçı ruhundan arınmayı bir gün bile denemeyen eski devletin partisidir. Milletin partisi değildir. Milletle kavgalıdır, barışmayı hiç denememiştir. “Halkçı” motifler ve “Özgürlükçü” söylemlerle millet partisi olunmaz. İcraat ve yürekli adımlarla millet partisi olunur. Millete yüreğini açamayanlar bunu
anlamaz.
Ve eski rejimin sert muhafızlığını yaparak özgürlükten söz edilemez, katı defansa dayalı negatif, kutuplaştırıcı siyaset ile Kürtlere seslenilemez. Çözüm yerine sürekli sorun üreten mekanizmaya halk güvenmez.
Onun için CHP’ye diyorum ki;
Susun!
Kürtlerin hakkını savunamazsınız.
Savunamazsınız, o hakları siz çaldınız.
Tek tipçi, ırkçı, red ve inkar politikalarının altında sizin imzanız var.
Daha açık yazayım, etno-kültürel, faşist bir kimlik partisi olarak inşa edildiniz ve hiç değişmediniz.
Değişemezsiniz!
Çünkü değişim ve dönüşüme karşısınız.
Değişim ve dönüşüm mücadelesi verenlerin önündeki en büyük engelde sizsiniz.
Sözün özü, siz “Halk” partisi değil, “Zulüm” partisisiniz.
Sözün özü, siz özgürlüklerin değil, her daim vesayetin sözcüsüsünüz"