Şanlıurfa'da, 2011 genel seçimlerinden önce cezaevinde tutuklu bulunan İbrahim Ayhan, BDP'nin desteklediği Şanlıurfa bağımsız milletvekili adayı oldu. Halkın büyük ilgi gösterdiği Ayhan'ın seçim büroları dolup taşıyordu. Bu heyecanlı kitle tahrik edilmek amacıyla Ayhan'ın seçim büroları ve Kürdi-Der'e peş peşe molotoflar atılıyordu. Bununla da yetinilmeyip KCK adı altında binlerce insana operasyon düzenlenerek cezaevine konuluyordu. Tüm bunlara rağmen BDP'liler tahrik olmayınca bu kez AK Parti'nin Devteşti'ndeki seçim bürosuna molotof atılıyordu. Seçim çalışmaları esnasında gerilim doruktaydı. Bir yandan da bölgede Mustazaf-Der'e yönelik saldırılar ve cinayetler gerçekleştiriliyor, faillerinin de BDP'liler olduğu Cemaat'in medya yayın organları aracılığıyla aktarılıyor, bir yandan da defalarca molotoflu saldırıya rağmen tahrik olmayan BDP'lileri, AK Parti'ye karşı kışkırtmak için bu kez Ahmet Bahçıvan İş Merkezi'ndeki BDP İl Başkanlığı binasına saldırı planlanıyordu.
MOLOTOF ATAN GENÇLER KAYBOLDU
İşte o dönem önemli bir haber kaynağına ulaşan Gazete İpekyol, 18 Mayıs 2011'de 'BDP'ye daha büyük saldırı olabilir' başlıklı manşetle çıkarak tüm bunların sorumlularının emniyet içerisindeki 'Cemaat' mensubu derin yapı olduğunu deşifre ediyor, AK Parti ile BDP'yi, BDP ile Mustazaf-Der'i karşı karşıya getirip çatışma çıkmasını isteyen paralelci polislere dikkat çekiyordu. Haberde, atılan molotofların Cemaat mensubu TEM'cilerin bilgisi dahilinde atıldığı ve daha büyük provokasyon için BDP binasının saldırıya uğrayacağı da yer alıyordu. Bu haberin yayınlanması üzerine paralelci polisler, molotof atmakta kullandıkları gençleri Şanlıurfa'dan çeşitli illere ve yurt dışına gönderip, deşifre olan BDP'ye saldırı planlarını iptal ediyordu.
ŞİMDİ O POLİSLER YAKALANMAYA BAŞLADI
Ancak o dönem Gülen Cemaati ile arası iyi olan AK Parti Hükümeti ve yetkilileri bu tür uyarılara kulak asmıyor, Cemaat mensubu polislerin terör estirmesine adeta çanak tutuyordu. Bu durum dershanelerin kapatılmasının gündeme gelmesine buca escort böyle devam etti. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, hükümetin 'dershaneleri kapatma' planının ortaya çıkmasının ardından, AK Parti ile Gülen Cemaati arasında baş gösteren gerilim, Aralık ayındaki yolsuzluk, Ocak ayındaki 'TIR' operasyonları ile had safhaya çıktı. Başbakan Erdoğan 'paralel bir devlet' kurmakla itham ettiği Gülen Cemaati mensuplarına yönelik operasyon için, neredeyse her fırsatta "inlerine gireceğiz" diyerek işaret verdi. İşte o operasyon, Kasım'daki 'dershane gerilimi'nden tam sekiz ay sonra, bir gece yarısı emniyetin bir dönemine 'damga' vurmuş isimlere yönelik gözaltı furyasıyla başladı.
22 İLDE O POLİSLERİN AVINA ÇIKILDI
İstanbul merkezli operasyon, Şanlıurfa'nın yanı sıra Antalya, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, Malatya gibi illerin de aralarında bulunduğu 22 ili kapsadı. İstanbul Başsavcılığının verdiği bilgiye göre, İstanbul'da 76 polis hakkında Terörle Mücadele, 39 polis hakkında da Organize Suçlar Şubesi'nin gözaltı ve arama kararı vardı. Yapılan açıklamada, gözaltına alınanlar için 'amaçlarının casusluk olduğu belirlenen emniyet görevlileri' ifadesi kullanıldı. Operasyonda dikkat çeken odak noktalarından biri de 'Selam-Tevhid' örgütüne yönelik soruşturma. Gözaltına alınan polislerin birçoğunun, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından el değiştiren ve takipsizlikle sonuçlanan üç yıllık Selam örgütü soruşturmasında görev aldığı belirtildi.
108 POLİS GÖZALTINDA
Salı günü gece yarısı düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 108 polis arasında, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının dışında KCK adı altında özellikle bölgede binlerce insana yönelik terör estiren polislerin de olduğu iddia edildi. Bu polislere, "casusluk", "usulsüz dinleme", "resmi belgede sahtecilik", "suç uydurma", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "konut dokunulmazlığını ihlal", "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "delil üretmek" gibi suçlamalar yöneltiliyor.
URFA'DA ALTI POLİS YAKALANDI
Şanlıurfa'da da üçü rütbeli altı polis gözaltına alındı. Ceylanpınar ilçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiser E.U., Hilvan ve Viranşehir'de görevli M.A.D, M.A, M.K, H.Y ve M.S. adında toplam altı polis, İstanbul Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda Şanlıurfa emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan polislerin operasyonun yürütüldüğü İstanbul'a gönderileceği bildirildi. Şüpheliler, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yasa dışı dinleme yapmak, casusluk ve resmi belgede sahtecilik' iddialarıyla gözaltına alındığı öğrenildi. Gözaltına alınanlar arasında, 2011 genel seçimlerinde bölgeyi karıştırmak için siyasi partilere molotof attıran polisler henüz bulunmuyor.
2011'DE PARALELCİ POLİSLERİN MOLOTOF ATTIRDIĞI HABERİ
Gazete İpekyol, Şanlıurfa'nın en gergin günlerini yaşadığı 18 Mayıs 2011'de Gülen Cemaati mensubu polislerin ne tür provokatif oyunlar planladığını yazmıştı.
İşte o haberden bir özet…
Şanlıurfa'da peş peşe gelen molotoflu saldırılar devam edecek! BDP'nin desteklediği adayın seçim bürosu ile yakın kurumlarına molotofkokteyli saldırıları düzenleyenlerin asıl hedefi BDP'lileri tahrik etmek. İbrahim Ayhan'ın seçim bürosuna yapılan saldırı sonrası BDP tarafından demokratik bir usulle basın açıklaması şeklinde olayın kınanması, Urfa'yı karıştırmak isteyenlerde hayal kırıklığı yarattı. Bu defa Kürt Dili'nin Bayram Günü olarak kutlanmaya başlanılan 15 Mayıs tarihinde Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği'ne (Kürdi-Der) molotoflu saldırı düzenlendi. Üstelik bu saldırı çok şaibeli oldu. BDP'li avukatlar polisin kendilerine bir kısım mobese kamera görüntülerini izlettiğini ancak bir kısmını gizlediklerini belirterek, polisten şüphelendiklerini ima ettiler. Bu durum üzerine polis de karşı atak yaparak molotofları atanların KCK'li olduğu bilgisini verdi. Ancak polis bu bilgiyi sadece Zaman Gazetesi'ne servis etti.
CHA'NIN GÖRÜNTÜLERİ HİZBULLAHÇILARI TAHRİK ETMİŞTİ
Bu haberin sadece Zaman'da yayınlaması, Hakkari'de öldürülen Mustazaf-Der Başkan yardımcısı Ubeydullah Durna'nın görüntülerini dağıtan Cihan Haber Ajansı'nı (CHA) akıllara getirdi. CHA Ubeydullah Durna'nın katlediliş anını kaydetmiş, bu görüntüleri yayınlamıştı. Bu görüntü üzerine Mustazaf-Der ve Hizbullah sempatizanları tahrik edilerek daha da öfkelenmeleri sağlanmıştı. Mustazaf-Der kesimi tarafından en çok dikkate alınanlardan Molla Enver Kılıçaslan'ın bu esnada yaptığı açıklama etkili olmuş, oynanmak istenen oyuna alet olunmamıştı. Bu ajansın ve gazetenin bu gibi barışa hizmet etmeyen haberleri servis etmesi, bazı kesimlerce bağlı olduğu cemaatin başta polis içerisinde derin yapılanma oluşturduğuna dikkat çekilerek, AK Parti karşısındaki muhalifleri birbirine düşürme komplo teorileri şeklinde öne sürülüyor.
POLİS-BDP DİYALOGU ÇATIŞMAYI ENGELLEDİ
Kürdi-Der'e yapılan Molotoflu saldırı sonrası BDP'lilerce düzenlenen protesto yürüyüşü sonrası polislerle çıkan arbedede bir polis, copu ters tutarak, tutaç yeri ile 2-3 BDP'linin kafasına vurarak kanlar içerisinde kalmasına alsancak escort oldu. Bu duruma öfkelenen bini aşkın BDP'li ilçelerden gelenlerle birlikte Ayhan'ın seçim bürosu önünde toplandı. Yüzlerce çevik kuvvet polis buraya getirilerek ellerde copla iyice gerginlik tırmandırıldı.
TEM GERÇEĞİ BİLİYOR
Gazete İpekyol'a konuşan ve isminin yayınlanmamasını isteyen bir kişi, Molotof attıran polisin amacının BDP'lileri tahrik ederek, bu örgüte sempati duyan gençleri sokağa dökmek olduğu öne sürüldü. Polis, BDP'ye yönelik saldırıları biliyor, buna göz yumuyor. Bu saldırılarla BDP'nin hırçınlaşması hedefleniyor. AK Parti seçim bürolarına saldırı düzenlenmesi isteniyor. Bu sayede özellikle çoğu demokrat kesimce sempati duyulan İbrahim Ayhan'ın oyu baltalanmak isteniyor.
Gazeteipekyol