Kürt müziğinin “Taçsız Kraliçesi” olarak bilinen ve özellikle dengbêjlik geleneğinden beslenen yorumlarıyla halk arasında derin bir iz bırakan sanatçı Ayşe Şan’ın cenazesi vasiyeti üzerine 29 yıl sonra memleketine getirildi.
Baba’dan kalan dengbeji geleneğini sürdüren Ayşe Şan, müzik yaşamı boyunca Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul ve Almanya gibi farklı yerde yaşadı. Taçsız Kraliçe yakalandığı hastalık nedeniyle İzmir’de hayatını kaybetti.
Ayşe Şan’ın cenazesi 29 yıl sonra bugün İzmir’den Diyarbakır’a havayoluyla getirildi.
Ayşe Şan’ın cenazesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük ve Doğan Hatun ile Ayşe Şan’ın ailesi, yakınları ile sevdikleri tarafından Diyarbakır Havalimanı’nda alınan cenaze Yeniköy Mezarlığı’na getirildi.
1938 yılında Diyarbakır’da doğdu. Kürt halk müziğinin en güçlü ve simgesel seslerinden biri olan Şan, müzisyen bir aileden geliyordu. Babası da dengbêj (sözlü Kürt halk müziği icracısı) olan müzisyen, küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duydu.
1950’li yıllarda Diyarbakır Radyosu’nda başladığı müzik kariyeri, Kürtçe müzik üzerindeki baskılar nedeniyle kesintiye uğradı.
Türkçe şarkılar da söyleyen Ayşe Şan, Kürtçe müzik yapması nedeniyle çeşitli dönemlerde sansür ve baskıya uğradı. Maruz kaldığı baskı nedeniyle yaşamını Suriye, Lübnan ve Almanya gibi ülkelerde sürdürmek zorunda kaldı. Özellikle Lübnan’da dönemin diğer Kürt sanatçılarıyla birlikte önemli kayıtlar yaptı.
En bilinen ağıtlarından biri olan "Xerîbo" (Yalnız) adlı eserini ölen kızı için yazdı.
Şan, dengbêjlik geleneğini kadın sesiyle sahneye taşıması açısından da bir ilkti. O dönemde, dengbêjlerin çoğunluğu erkekti.
Şan’ın sahneye çıkması ve geleneksel ağıtları kadın perspektifiyle yorumlaması, hem Kürt müziği hem de kadın temsiliyeti açısından dönüm noktası olarak kabul edildi..
1996 yılında İzmir’de yaşamını yitiren Ayşe Şan, vasiyeti üzerine Diyarbakır’a defnedilmek istedi; ancak dönemin siyasi koşulları nedeniyle isteği gerçekleşemedi ve cenazesi İzmir’e defnedildi