Irak Şam İslam Devleti’nin söz konusu kaçırma eylemiyle ilgili getirilen yayın yasağına ilişkin konseyden yapılan açıklamada, “Öncelikle belirtmek gerekir ki, tedbir kararları yoluyla yayınların engellenmesi, ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahaledir. Bu müdahale ancak öngörülebilirlik ölçütlerini karşılayan bir yasa çerçevesinde, anayasadaki meşru sınırlandırma sebeplerinden birisine dayanılarak ve demokratik toplum bakımından gerekli olması halinde, hukuka uygun denizli escorttır. Anayasa’nın 141/3. maddesine göre de tüm mahkeme kararları gerekçeli olmak zorundadır. Basın Özgürlüğü gibi demokratik toplumun varlığını güvence altına alan, temel bir hakkın sınırlandırılması söz konusu olduğunda, kısıtlamayı zorunlu kılan fiili ve hukuki alsancak escortlerin açıkça gösterilmesinin önemi ortadadır. Mahkeme kararına göre, yasağın yalnızca soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere ilişkin olduğu sonucu çıkmaktadır. Soruşturma aşamasında dosyanın gizliliğini güvence altına alan, 157. maddeye dayalı olarak karar verilmiştir. Gazetecilik imkanlarıyla elde edilen bilgi ve belgelerin yayınlanmasının, yasağın kapsamı dışında tutulması gerektiğini savunuyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Aksi bir yorum, ifade özgürlüğünün ihlalini teşkil edecektir. Yasağın her türlü haber ve yayını kapsayacak şekilde uygulanmasının, anayasamıza ve tarafı olduğumuz uluslararası antlaşmalara aykırı düşeceğini, kamuoyuna saygı ile duyururuz.” denildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de açıklama yaptı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İlginçtir iki gün önce Sayın Başbakan Musul konusunda ‘yazıp çizmeyin’ şeklinde gazetecilere seslenmiştir. Aradan geçen 48 saatte Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Musul konusuna yayın yasağı getirmiştir. Bu rastlantıyı yargının bağımsızlığı ile bağdaştırmak zordur. Gerçekleri öğrenme, doğru bilgi alma hakkı zaten sınırlı olan kamuoyu şimdi bu yasaklamayla Musul konusunda büsbütün habersiz kalacaktır. Türklerin de bulunduğu Musul’da neler olduğunu bilmek yurttaşların en doğal hakkıdır. Kaldı ki, bölgede katliam yapan IŞİD terör örgütünün sosyal medyayı ustalıkla kullandığı bir gerçektir. Kamuoyunu sadece terör örgütünden gelen manipüle edilmiş haberlere ve vahşet görüntülerine mahkûm etmenin nasıl bir mantığı olabildiğini anlayabilmiş değiliz.”
Açıklamada cemiyet olarak her zaman yayın yasaklarına karşı çıkıldığı belirtilerek “Bu defa da özellikle halkımızı çok yakından ilgilendiren bir olayda konulan yasağı anlamsız bulduğumuzu, demokrasinin şeffaflık ilkesiyle de bağdaşmadığını bir kere daha vurgulamak istiyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.